Başarı İçin Sadece Uzmanlık Yetmez: Sosyal Zekanın Gücü
- Özler Yalçıner Kelecioğlu
- 3 Oca
- 2 dakikada okunur

Bir işte uzmanlaşmak için yıllarca okudunuz, çalıştınız ve tamamdır artık hazırım diyerek işe koyuldunuz. İş hayatında yürürken sadece bilgi ve uzmanlık işinizin sonucunu ve kalitenizi veya performansınızı belirlemeye yetmez. İşi nasıl yaptığınız da çok önemlidir. İş arkadaşları ve iş ortaklarınız ile olan ilişkileriniz, iç görünüz, söylemek istediklerinizi ne kadar net ve kibarca ifade edebildiğiniz yani özetle sosyal zekanız da en az iş zekanız kadar başarınızı etkileyen faktörlerdir.
Ranga Guru’nun hikayesini bilir misiniz?
Hindistan da çok ünlü bir ressam varmış. Herkes bu ressamın yaptıklarını kusursuz kabul edecek kadar beğenirmiş ve onu "Renklerin Ustası" anlamına gelen Ranga Çeleri olarak tanısa da kısaca Ranga Guru derlermiş. Onun yetiştirdiği bir ressam olan Raciçi ise artık eğitimini tamamlamış ve son resmini yaparak Ranga Guru'ya götürmüş ve ondan resmini değerlendirmesini istemiş.
Ranga Guru “Sen artık ressam sayılırsın Racaçi. Artık senin resmini halk değerlendirecek” diyerek resmi şehrin en kalabalık meydanına götürmesini ve en görünen yerine koymasını istemiş. Yanına da kırmızı bir kalem koyarak halktan beğenmedikleri yerlere çarpı koymalarını rica eden bir yazı bırakmasını istemiş.
Raciçi denileni yapmış ve birkaç gün sonra resme bakmaya gittiğinde görmüş ki, tüm resim çarpılar içinde ve neredeyse görünmüyor. Çok üzülmüş tabii. Emeğini ve yüreğini koyarak yaptığı tablo kırmızıdan bir duvar sanki. Alıp resmi götürmüş
Ranga Guru'ya ve ne kadar üzgün olduğunu belirtmiş. Ranga Guru üzülmemesini ve yeniden resme devam etmesini önermiş.
Raciçi yeniden yapmış resmi ve gene Ranga Guru'ya götürmüş.
Tekrar şehrin en kalabalık meydanına bırakmasını istemiş Ranga Guru...
Ama bu defa yanına bir palet dolusu çeşitli renklerde yağlı boya, birkaç fırça ile birlikte ve yanına insanlardan beğenmedikleri yerleri düzeltmesini rica eden bir yazı ile birlikte bırakmasını istemiş.
Raciçi denileni yapmış...
Birkaç gün sonra gittiği meydanda görmüş ki resmine hiç dokunulmamış, fırçalar da boyalar da kullanılmamış. Çok sevinmiş ve koşarak Ranga Guru'ya gitmiş ve resme dokunulmadığını anlatmış.
Ranga Guru ise;
Sevgili Raciçi, sen birinci konumda insanlara fırsat verildiğinde ne kadar acımasız bir eleştiri sağanağı ile karşılaşılabileceğini gördün. Hayatında resim yapmamış insanlar dahi gelip senin resmini karaladı.
Oysa ikinci konumda onlardan hatalarını düzeltmelerini istedin, yapıcı olmalarını istedin fakat yapıcı olmak eğitim gerektirir. Hiç kimse bilmediği bir konuyu düzeltmeye kalkmadı, cesaret edemedi.
Sevgili Raciçi Mesleğinde usta olman yetmez, bilge de olmalısın...
Emeğininin karşılığını, ne yaptığından haberi olmayan insanlardan alamazsın...
Onlara göre senin emeğinin hiçbir değeri yoktur. Sakın emeğini bilmeyenlere sunma ve asla bilmeyenle tartışma demiş.
Ne kadar doğru söylemiş değil mi?
O zaman bir ÖZ’lü SÖZ gelsin son olarak.
“Sağıra sözünü, köre yüzünü süsleme, yorulursun.”